Online Randevu

TR
TR EN

Akne ve Diyet

Günümüzde artış gösteren akne sorunları sadece gençlerde görülen bir hastalık değildir. Ergenlik döneminde hastalığın görülme sıklığı %90’lardadır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalarda hastalığı özellikle bayan hastalarda ergenlik dönemi sonrasında da görülme sıklığında artış olduğunu göstermektedir. Akne genetik zeminde yatkın bireylerde hormon düzeyleri, diyet, sigara kullanımı, emosyonel stres ve kozmetikler ile tetiklenmektedir. Ek olarak deri temizliğinin yapılmaması, derinin uygun şekilde nemlendirilmemesi ve güneş koruyucu kullanımına özen gösterilmemesi de akne oluşumuna neden olmaktadır.

Akne tedavisine başlamadan önce hastaların ve ailelerinin aknenin patogenezi, seyri, komplikasyonları ve tedavi süresi hakkında bilgilendirilmeleri önemlidir.

Akne tedavisi hastalığın klinik şiddetine göre topikal veya sistemik tedavi olarak planlanabilir. Hasta beklentisi akne lezyonlarının hızlı gerilemesi ve bir daha tekrar etmemesidir. Ancak tedavi ile ilk klinik yanıt 6-8 hafta da alınır. Tedavinin etkinliğine, kullanılan tedavi ajanlarına göre de tedavi minimum üç ay devam ettirilir. Akne tedavisinde sütten fakir düşük glisemik indeksli gıdalar, sebze ve meyva ile beslenmenin tavsiye edilmesi ile daha fazla başarının sağlanabileceği unutulmamalıdır.

Akne vulgaris ve diet ilişkisi netlik kazanmamış olsa da glisemik indeksi yüksek ( fazla et, yağ ve süt proteinlerinin tüketilmesi ile karakterizedir ) ve omega 3 yağ asitlerinden fakir diyetlerin tüketilmesinin akne oluşumuna katkıda bulunduğu son yılarda yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Yüksek glisemik diyet ile insülin salınımında artışın yol açtığı androjen üretimini akne lezyonalarının gelişimine neden olmaktadır.  Aynı mekanizma ile obez bireylerde artan insülin seviyesi mevcudiyetinde akne gelişimi uyarılmaktadır, ancak insülin yüksekliğinin eşlik etmediği obez bireylerde risk artışı görülmemektedir.

Sütün içerisinde bulunan bioaktif moleküller ve hormonların da akneyi tetikleyebileceği ileri sürülmüştür. Yağsız sütün akneyi daha çok artırdığı, çünkü yağlı sütün daha çok östrojen içerdiği bildirilmiştir. Yağsız sütte akneyi iyileştirici lipofilik vitaminler de (A, D vit) eksiktir. Süt; östrojen, progesteron,ayrıca androstenodion ve dehidroepiandrosteron sülfat gibi öncül androjenleri içerir,bunlar komedojeniktir; ayrıca,protein, karbonhidrat İGF-1 içerir ve glisemik indeksi artırır, İGF-1 düzeyi pastörizasyon ve homojenizasyon işlemlerinden etkilenmez

  • Çikolata ile ilgili yapılan çalışmalarda çelişkili sonuçlar bulunmaktadır.
  • PCOS (Polikistik over hastalığı)’lu hastalarda metformin tedavisi serum İGF-1 ve androjen seviyelerini düşürür ve aknede düzelme sağlar.
  • Nicotinamid, azelaik asit, çinko, pridoksin, bakır, folik asit komibinasyonun akne de etkili olduğu gösterilmiştir.

Akne tedavisinde sütten fakir düşük glisemik indeksli gıdalar, sebze ve meyva ile beslenmenin tavsiye edilmesi ile daha fazla başarının sağlanabileceği bildirilmektedir.

Aknelilerin ideal beslenme listesi bol sebze, meyva, tahıl, balık, yeşil çay içermeli; süt ve süt ürünleri ile glisemik indeksi yüksek gıdalar, karbonhidratlar daha az miktarda tüketilmelidir.

Yaz Mevsiminde Cilt Lekelerine Dikkat!

Deri rengini melanosit isimli hücrelerden salınan melanin pigmenti oluşturur. İlaçlar, hastalıklar, kozmetikler ve ultraviyole melanosit fonksiyonlarında artışa yol açarak deride lekelenmelere neden olur. Melazma yetişkinlerde yüzde kahverengi lekeler olarak ortaya çıkan bir cilt rahatsızlığıdır. En sık tutulum bölgeleri yanaklar, burun köprüsü, alın ve üst dudaktır.Güneşten gelen ultraviyole ışık pigment üreten hücreleri (melanositleri) uyaran ve melasmaya yol açan en önemli faktördür.

Devamını İncele
Dr. Işıl Bulur Whatsapp